Yemek yapmak bana göre bir sanat... Yemeğin her aşaması, bir halden bir hale geçmesi, beslenmeyle ilgili her ayrıntı benim için çok özel...Ben her ayrıntıya çok önem ve değer veriyorum. Çok severek çalışıyorum. Mutfakta sevmeden çalışmak mümkün değil diye düşünüyorum; saatlerce uğraşıp bir eser yaratıyorsunuz ve bu eser en fazla yarım saatte tüketiliyor. Ve bu tüketimden de keyif alıyorsunuz... Keyifli yemek yapmak, keyifli yemek yedirmek ve yemek harika bir duygu, bedeni de ruhu da besliyor.
Sağlıklı yemekler yapmak için önce pozitif olmak, severek yapmak, gülümsemek ve yemeğin dilinden anlamak gerekir. Tabii teknik olarak malzemelerin taze olması, organik olması, uygun tencere ve uygun ısıda pişmesi, hijyene dikkat edilmesi ve kişinin sağlığına uygun olması gibi ayrıntılar var. Ama ben daha farklı bir açıdan bakmak istiyorum ve en basit yemeğimi yaparken bile buna çok dikkat ediyorum. Daha doğrusu bu ben de bir alışkanlık, bir yaşam tarzı oldu, yemek yaparken adeta farklı bir ruha giriyorum; beyin dalgalarım değişiyor, sanki başka bir boyuta geçiyor, sadece yemeğimi düşünüyorum ve onu hiç yalnız bırakmayıp yemeğin enerjisiyle işbirliği yapıyorum. Şükürler olsun ki şimdiye kadar bu farkındalıkla iyi şeyler ortaya çıkardım. Çıkardım diyorum çünkü hem ben hem de yiyenler mutlu oluyor.
Mutfakta eğlenmek şart. Mutfağı bir yaratım alanı görüp heyecanlanarak, coşkuyla
çalışmak, her şeye çok nazik davranmak adeta bir şiir gibi akmak
güzel yemeklerin sırrı... Ben bazen onlara şarkı söylerim... bazen malzemelerin şarkısını dinlerim... Onlarla birlikte akarım
ve çok mutlu olurum...
Malzemelerle önce bir
tanışmak, onları hissetmek, onlara kulak vermek, onları dinlemek,
onları sevmek, saygı duymak mutfakta başarıyı artırıyor. Onların ne
istediğini, nasıl bir karışım olabileceğini, hangi renklerin
yakışacağını, hangi baharatları kucaklayabileceğini hissetmek gerekir. İlk başlarda bunları hissetmeyebilirsiniz, her
işte olduğu gibi yaptığınız işi sevmek ve deneyim kazanmak
bunları hissetmenizi kolaylaştırır. Hani araba kullanırken ondan
gelen her sesi zaman içinde tanırsınız, nedenini hemen anlarsınız ya; aynen onun gibi zamanla yemekle de bütünleşirsiniz.
Yemek yapmak ve yemek çok
kutsal anlardır. Her anı şükrederek yaşamak gerekir. Tarladan
sofraya gelene kadar olan yolculuğa saygı duyarak, şükrederek
adeta dua eder gibi yemek yapmak, hem bizim enerjimizi hem de
yaptığımız yemeğin enerjisini yükseltir. Aynı zamanda bu
özel anlar inancımızı artırır.
Bunun yanı sıra yemek
yapmak bir yaratıcılıktır ve sınırsızdır. Deneyim kazandıkça daha eğlenceli hale gelir ve inanılmaz
mutluluk verir. Mutfakta çalışanların, annelerin enerjileri
yemeğe olduğu gibi yansır. Onun için lütfen mutluyken yemek
yapın ki; yediğinizde hücrelerinize bu mutlu enerji geçsin, şifa olsun. Mutsuz, asabi yapılan yemekler insan vücuduna toksik madde olarak
girer. Artık hepimiz biliyoruz ne yersek o’yuz.
Yemeği yapmak kadar
sunmak ta çok özen ister! Yemek tabağı rengarenk olmalı, doğanın renklerini paylaşmalı, Tanrısal enerjiyi, sevgiyi yansıtmalı. Yani önce gözü doyurmalı, sonra ruha hitap etmeli, mutluluk vermeli... Tadına vara vara, her
katılan malzemenin farkındalığıyla, EN ÖNEMLİSİ GÜLEREK VE NEŞEYLE yenmeli. YEMEĞE DE, YEMEĞİ YAPANA DA SAYGI DUYARAK, SEVEREK
YENMELİ... Sağlıklı beslenmenin yanı sıra bunu da yapabilsek , hep mutlu ve sağlıklı
kalırız diye düşünüyorum:)
Bu arada mutfakta tutumlu
olmak ta çok önemli. Dedim ya tarladan sofraya kadar mucizenin
yolculuğuna saygı duyarak yemek yapmak... İşte onun için hiç
bir şeyi ziyan etmeden, her şeyi en iyiye, en yararlıya dönüştürerek, az
malzemeden çok şey çıkarmak, abartmamak, her malzeme de Tanrıyı
görmek, her şeyi onun verdiği bilinciyle her şeye nazik davranmak
, şükretmek. Ve tabii bencil olmamak, paylaşmak, olmayana vermek,
açları doyurmak... Bizim beğenmediğimiz ufacık bir lokmaya bile
ihtiyacı olan o kadar insan var ki dünyada, ben mutfakta müsriflik yapmaya hakkım yok diye düşünürüm hep...
Mutfakta bayağı bir
enerji harcarız ama aynı zamanda enerji dolarız yemek yaparken.
Hele bir de yemekler pişip sofraya gelince yiyenlerin mutluluğu
bizim mutluluğumuz olur, içimiz ışıkla dolar. Bütün yorgunluğa
değmiştir ve afiyet olsun, helal olsun, yarasın deriz... Genelde evdekiler yemek yer, anneler doyarlar, onları doyuran yoğun mutluluktur. Ne kadar önemlidir o anlar, birlik
olunur, paylaşılır, şükredilir ve teşekkür edilir. Zaten
yaşamdaki en kutsal anlar, bilinci yükselten duygular; PAYLAŞMAK,
SEVMEK, TEŞEKKÜR ETMEK VE ŞÜKRETMEK değil midir?
Ben, yemeğimi yaparken
onunla bütünleşirim, adeta trans halinde, başka bir şeyle
ilgilenmeden, telefona bile cevap vermeden yaparım. Kızlarım bazen yanıma gelip ‘anne bizi duymuyor musun’ derler. Gerçekten çoğu zaman
duymam. Mutfakta bir şey yaratmak için tamamen ona konsantre olmam
gerekir. Bu benim çalışma tarzım, genelde her işimi böyle
yapıyorum galiba:))
Naçizane size tavsiyem,
yemek yaparken yemeğinizi yalnız bırakmayın; başından sonuna
kadar onunla ilgilenin, ne durumda olduğuna bakın.
Kısacası yaratma
sürecinde, güzel bir şey ortaya çıkarmanın sırrı ;
onunla bir olmak, onu çok iyi hissetmek, sevgiyle yapmak ve her anın
farkına varmaktadır. Herhangi bir iş içinde, yemek için de bu
böyledir diye düşünüyorum.
Hepinize baharatı bol sevgi olan yemekler ve başarılar :))
Mina Çiğdem
Hepinize baharatı bol sevgi olan yemekler ve başarılar :))
Mina Çiğdem
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder